بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَقَدَرۡنَا فَنِعۡمَ ٱلۡقَٰدِرُونَ ٢٣

Demekki ölçmüşüz, demekki biz ne güzel kâdiriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٢٤

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ كِفَاتًا ٢٥

Ye kilmadık mı arzı bir tokat.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَحۡيَآءٗ وَأَمۡوَٰتٗا ٢٦

Gerekse diriler için gerekse emvat.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَعَلۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ شَٰمِخَٰتٖ وَأَسۡقَيۡنَٰكُم مَّآءٗ فُرَاتٗا ٢٧

Ve oturtupta onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadıkmı size bir su (tatlı) bir furat.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٢٨

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ٢٩

Haydi boşanın o yalan dediğinize.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ ٣٠

Haydi boşanın bir üç çatallı gölgeye.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ ٣١

Ne gölgelendirir ne alevden korur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ ٣٢

Çünkü o, öyle şirareler atacaktır ki her biri bir saray gibi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ ٣٣

Sanki sarı sarı hopalar gibi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu